T.C.

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ

Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü

Sıra No PROJE SONUÇ RAPORU BİLGİ FORMU
1  Proje No :   2020.04.02.1055
2  Projenin Adı :   POSTOPERATİF PERİTONEAL ADEZYONLARIN ÖNLENMESİNDE İNTRAPERİTONEAL SİNOVYAL SIVI, BAL, PROPOLİS, VİTAMİN E ve ZEYTİNYAĞININ ETKİNLİĞİ
3  Projenin İlgili Olduğu Alan Adı :   Sağlık Bilimleri Araştırma Projesi (SBAP)
4  Proje Yürütücüsü :   Dr.Öğr. Üyesi Sami Doğan
5  Proje Yürütücüsü E-posta :   samidogan@duzce.edu.tr
7  Proje Araştırıcıları :  Arş.Gör.Dr. ERMAN YEKENKURUL
 
8  Projenin Başlama ve Bitiş Tarihi :   25.02.2020
  25.02.2021
9  Proje Süresi :   12
10  Ek Süre :   0
11  Ek Ödenek :   0,00
12  Projenin Bütçesi :   10.862,00
13  Toplam Harcama :   7.945,80
14  İşbirliği Yapılan Kuruluş :   -
15  İşbirliği Yapılan Kuruluşun Desteği :   -
16  Projenin Amacı:  Cerrahinin temelleri atıldığı günden bu güne kadar birçok gelişme katedilmesine rağmen postoperatif batın içi yapışıklıkların önüne geçilememiştir. Bu durum gerek maliyeti arttırması, gerek mortalite ve morbiditeye sebep olması, gerek yaşam kalitesini etkilemesi açısından halen önemini korumaktadır. Batın operasyonu geçiren hastalarda adezyon oranının %64-97 arası değiştiği ve bu oranın laparoskopik girişimlere kıyasla açık operasyonlarda ve birden fazla geçirilen operasyonlarda daha yüksek olduğu görülmüştür (1,2). Postoperatif adezyonlar, tekrar ameliyat olma durumunda cerrahlar için büyük sıkıntı yaratır; batın içine ulaşma süresini arttırması, eksplorasyonu zorlaştırması ve batın içi organ yaralanma riskini arttırması nedeniyle büyük önem arz eder. Bazı çalışmalarda batın ameliyatları sonrasında yapışıklık oluşmasının bağırsak tıkanıklığı ile doğrudan ilişkili olduğu gösterilmiştir (3). Ayrıca bu komplikasyonlar sadece bağırsakla sınırlı değildir; kronik karın ağrısı, kadınlarda infertilite ve ektopik gebeliğe sebep olabilir. Hastanın sonraki ameliyatlarında laparoskopik girişim imkanını azaltır (4). Adezyonlar ve sonrasında oluşan komplikasyonların tedavisinin Amerika Birleşik Devlet’lerinde (ABD) 1998 yılındaki maliyeti 1.6 milyar dolardır ve bu adezyonları onarmak amacıyla yılda 400.000 adezyolizis ameliyatı yapılmaktadır (8). Postoperatif yapışıklıkların önlenmesinde iki ana strateji mevcuttur. Bunlardan birincisi laparoskopik cerrahi uygulanması; cerrahi sırasında dokuların mümkün olduğunca az travmatize edilmesi; dokuların nemli tutulması ve organların gereğinden fazla dışarda tutulmaması; yanlış cerrahi uygulamalardan kaçınılması; intra-peritoneal serbest kan, pıhtı bırakılmaması; asepsi-antisepsi kurallarına uyulması; doğru dikiş materyali kullanılması; yabancı cisim bırakılmaması; koter, ekartör ve lazer gibi yardımcı aletlerin dikkatli kullanılması; enfeksiyon, peritoneal yaralanma ve iskeminin engellenmesidir. İkincisi ise batına uygulanan bariyer yöntemleridir. Bunlardan interceed (okside edilmiş rejenere selüloz), adept (%4 icodekstrin) ve seprafilm (hyaluronik asit ve karboksimetil selüloz) FDA (Amerikan Besin ve İlaç Kurumu) tarafından onaylanmış ürünlerdir (5,6).
17  Projenin Çıktıları:  Postoperatif adezyonların azaltılması için daha önce birçok ajan denenmiştir. Ancak eklem sıvısı ile ilgili az sayıda çalışma vardır. Bizim çalışmamızda amacımız daha önce çok fazla denenmemiş bir ajan olan eklem sıvısını denemek; makroskopik, mikroskopik ve biyokimyasal değerlendirmenin birlikteliği ile doğru sonuçlar elde etmekti. Ayrıca yine az sayıda çalışma yapılmış olan HSP-70’in uygulanan ajanlarla değişimini incelemekti. Literatürde bu üç parametrenin (makroskopik, mikroskopik ve biyokimyasal) birlikte kullanıldığı çok az sayıda çalışma mevcuttur. Hatta intraperitoneal adezyonlarda HSP 70 ölçülen çalışmaya rastlanmamıştır. Çalışmamızda sekiz grup oluşturulmuş ancak alkol grubundaki ratların ölmesiyle yedi grup üzerinden devam edilmiştir, bu sebeple alkol bazlı propolis yerine su bazlı propolis kullanılmıştır. Her bir gruba farklı ajan verilmiş olup eklem sıvısı, bal, propolis, vitamin E ve zeytinyağı grupları oluşturulmuştur. Ancak bir grupta vitamin E ile zeytinyağı birlikte kullanılmıştır. Kullanılan ajanların dozları literatür araştırılarak belirlenmiştir. Birinci grup kontrol grubu olarak belirlenmiş ve batına herhangi bir ajan uygulanmamıştır. İkinci gruba 1 ml eklem sıvısı, üçüncü gruba 1 ml %10 bal solüsyonu, dördüncü gruba 1,25 ml su bazlı propolis, beşinci gruba 75 mg (0,5 ml) E vitamini, altıncı gruba 5 ml saf zeytinyağı ve son olarak yedinci gruba 75 mg vitamin E+4,5 ml zeytinyağı uygulanmıştır. Postoperatif 14.günde relaparotomi yapılmış ve öncelikli olarak Nair’in (45) adezyon skorlama sistemi kullanılarak makroskopik skorlama yapılmıştır. Sonrasında ratların periton ve batın duvarından doku örnekleri alınıp, histopatolojik inceleme yapılmıştır. Histopatolojik inceleme için fibrozis, inflamasyon ve vasküler proliferasyon parametrelerinin incelendiği Hooker ve arkadaşlarının (112) skorlama sistemi kullanılmıştır. Doku örneğinden sonra ratlardan intrakardiyak 2 ml kan alınıp santrifüj edilmiş ve -80°C’de çalışma zamanına kadar saklanmıştır; tüm kan örnekleri tamamlandığında biyokimya laboratuvarında IL-6, GSH ve HSP-70 değerleri ölçülmüştür. Bu üç parametrenin (makroskopik, mikroskopik ve biyokimyasal) sonuçları ile istatistiksel çalışma yapılmıştır. Verilerin dağılımı Shapiro-Wilk testiyle incelenmiş ve grup karşılaştırmalarında Kruskal-Wallis testi kullanılmıştır. Çoklu karşılaştırmalar için post hoc Dunn test ile grupların ortalama sıra puanları karşılaştırılmıştır. Veriler ortanca, çeyrekler arası genişlik ve minimum-maksimum değerler ile özetlenmiştir. İstatistiksel anlamlılık düzeyi 0,05 olarak dikkate alınmıştır. Makroskopik değerlendirmede; vitE+ZY’nın kontrol ve propolis grubuna göre, zeytinyağının yine kontrol ve propolis grubuna göre, vitamin E’nin propolis grubuna göre adezyonları daha belirgin azalttığı görülmüştür (p<0,001). Mikroskopik değerlendirmede; vitamin E’nin propolis grubuna göre (p=0,04) daha fazla fibrozisi azalttığı görülürken, inflamasyon (p=0,067) ve vasküler proliferasyon (p=0,159) açısından gruplar arasında anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Biyokimyasal değerlendirmede; IL-6 seviyesini bal ve eklem sıvısının propolis grubuna göre (p=0,001), HSP-70 seviyesini balın kontrol grubuna göre (p=0,011) daha belirgin azalttığı; GSH seviyesini eklem sıvısının propolis grubuna göre (p=0,031) daha belirgin arttırdığı görülmüştür. Çalışmamızda makroskopik adezyon sonuçlarının yapılan diğer çalışmaların sonuçlarına benzer olduğu görüldü; fakat mikroskopik skorlamada farklılıklar mevcuttu. Bunun intraperitoneal olarak verilen dozlarla ve relaparotomi zamanıyla ilgili olduğu düşünüldü. Biyokimyasal sonuçlar diğer çalışmalarla benzer bulundu. Sonuç olarak kullandığımız bal, eklem sıvısı, vitamin E ve zeytinyağının postoperatif adezyonları engellemede pozitif etki sağladığı izlendi. Çalışmamız bu anlamda literatüre katkı sağlayacaktır.
18  Proje Çıktılarının Bilime ve Uygulamaya Aktarılması:  LİTERATÜRDE YAYIN YAPILARAK BİLİME KAZANDIRILMASI
19  Proje Kapsamında Yapılan Yayınlar:  YAYIN AŞAMASINDA

  Tarih: 


  İmza: